ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ
Delilin kendisine ulaştığı kimsenin onu anlaması şarttır. Ben buna bir hususu daha ekliyorum; delili nakleden herkes onu güzelce nakledemez.
Bundan dolayı belirli bir şahıs hakkında delilin ortayakonması ve onun kitap hakkında: 'Falan aleyhinde delil ortaya konmuştur' dememiz kolay bir iş değildir.
Bu sebeple ben ilim talebine yeni başlayan kardeşlerimizden, bizimle beraber Kitab, Sünnet ve Selefi Salihin Menheci üzere bu yolda gidenlerden ve hamaset sahiplerinden bazılarına çoğu zaman bu konuda karşı çıkıyorum. Zira bu gibileri şöyle diyorlar:
'Ben dün gece falan hocayla veya falan doktorla bir araya geldim ve Allah'tan başkasından yardım isteme/istiğasede bulunma veya tevessül ya da benzeri bir konuda onunla tartıştım. Ona: Bu caiz değildir! Haramdır, şirktir v.s. dedim. Bu kişi bize imam olup namaz kıldırıyor. Ben de ona hüccet ikame ettim. Bu durumda onun arkasında namaz kılmak caiz midir?'
Ben diyorum ki: Sen ona hüccet ikame ettiğini nasıl düşünebilirsin? Zira sen daha ilmin başındasın. Her ilim talebesinin kafir ve müşrik bir kimse bir yana yanlış yolda olan bir Müslüman aleyhinde dahi hüccet ikame edebileceğini düşünmemiz doğru değil.
Ancak her insan gücü yettiği kadar tebliğ etmekle mükelleftir. Onun hakkında hüccetin ikame olup olmadığına gelince, bunun bilgisi Rabbimin katındadır. Bu sebepledir ki ben her şahsa delilin anlatıldığı/kavratıldığını ve dolayısıyla da onun aleyhinde delilin sabit olduğunu düşünmüyorum. müellif
okumak için (e-kitap) tıklayın:
indirmek için tıklayın:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder